28 Eylül 2011 Çarşamba

umulandan farklı=)

Ben büyüyorum.Umduklarım ile bulduklarım arasındaki uçurum her geçen gün büyüyor.Frene doğru zamanda basamayıp kendimi kaydırıcam ve havanın sürtünme kuvvetinin 0 olduğu bir düzlemde düşücem aşağıya diye kork(m)uyorum.


Kimse uyandırmasa diyorum bazen.Uyusam.Uyusam.3 nokta koysam tam da burda.
Olaylar yaşansa, zaman geçse, acılarım bitse, kalbim tamir olsa, tanrım varsan eğer nolu nolur nolur lütfen diye ettiğim dualar kabul olsa, babam iyileşse, eskisi gibi gülse gözlerim, ben büyüsem, hata yapmış, geçmiş ben de bu defa dersimi almış olsam...
-se/-sa sonlu fiillerle doldurdum ceplerimi.
Çünkü...
Yoruldum güçlü kız rolünü oynamaktan! Farklı rollerde oyunculuğumu geliştirmek istiyorum sayın yapımcılar! Farklı projelerle gelin bana.Evin şımarık zengin kızı oluyum mesela, Sakarya barlarında hayata, kendine boşvermiş siyah giyimli kız oluyum, evin Almanyadan dönen oğlu oluyum, ağlayarak her istediğini yaptıran küçük kız oluyum, hatta hep olcam deyip deyip olamadığım bişey var ya onu bile oluyum (biliyorum toplum içinde kulaktan kulağa konuşmak ayıptır) ama nolur artık güçlü kızdan başka bişey oluyum! 


Sabah proğramlarının başlamasına çok az kaldı.Ezanda tüm otoritesini hissettiriyor odamın her bir metrekaresinde.Sabah ezanları hep böyle bi garip yapıyor içimi.Sevdiğim birine o an bişey olmuş gibi, akşam eve geç kalmış hem de en ıssız sokakta kaybolmuşum gibi.Tuhaf.
Birazdan üstüme ciddi bişeyler giymeyi deniyecem ama ne giyersem giyeyim kendimi Dudu Teyze gibi hissedicem.Giycem, çıkarıcam ve bunu defalarca tekrarlıycam.Babam hepsine çok güzel oldun diyecek ben daha çok gerilicem.Annem kahvaltısız yola çıkılmaz diyecek ha bir de geç kalıyorsun.Ben kendim giderim diye ayak diretsemde babam beni gene gara kadar götürecek.Arabadan inip kapıyı kapadığımda özgür bir oh çekicem ama sıkıntılı.Yüzüme eski trt sanatçılarının canlı yayına çıkarıldıklarındaki o güvensizlik ve huzursuzluk oturucak.Aynı büfedeki aynı tonton amcadan aynı poğaçayı istiycem kocaman bir gülümseme ile günaydın diyerek.Bu sefer ne için gidiyorsun diyecek cevabım değişmeyecek.O da hayırlısı olsun diyecek en içten.Sarılasım gelecek gene ama sırtını sıvazlayıp teşekkür etmekle yetinicem.İçimden geldiği gibi davranamamış olmanın huzursuzluğunu hissedicem.Koltuğuma oturduğumda insanlar gelicek insanlar geçicek gözlerime delerek bakıcaklar ben de onları süzücem ama sizi takmıyorum ukala bakışını kondurucam göz bebeklerime genede.Yanımdaki teyze gelicek ve o bilindik soruyu sorucak 'Cam kenarı sizin mi' Konuşmıcam bile sadece biletimi göstericem.Kulaklığımı takıcam Max fm şarkıları ile yayın yapıcam kendime.Hareketle birlikte kurgularımda baş köşeyi kapıcak beynimde.Kurucam kurucam kurucam...
Ankaradayım.


-Kendinizi tanıtır mısınız bize Pınar Hanım.
+bla bla bla bla ...
O kurduğum cümleler ben değil cv im de ben değil.Ben Hanım da değilim.Ben burdayım tam da karşında demek istiycem.(Zaten ben beni istediğim gibi anlatsam işsiz kalmazdım.)
Sor bana hiç aşk acısı çektinmi diye, sor terkedilince ne yaparsın, arkadaşın sana kazık attığında ne tepki verirsin, kandırıldığında ne söylersin, sevdiğin erkekleri terkedebilenlerden misin, kimsesizlere yardım eder misin, en çok neye ağlarsın, ölümü nasıl karşılarsın, karşındakini nasıl etkilersin, en çok neyine güvenirsin de insanlara neden güvenirsin diye.Sor sen bunları ki ben de gerçek beni anlatıyım.
Sen de anla kriz yönetimim nasılmış, zor durumlarda kaldığımda ne yapıyormuşum, değiştiremiyeceğim şeylere karşı sabırlımıymışım, insanları idare edebiliyormuymuşum, ne kadar zeki ya da ne kadar güçlüymüşüm.
Yüzden ve sıradan sorularla beni tanımaya çalışan bu teyzeye bunun böyle olmayacağını anlatamayacağım.Bende çözümü her zamanki gibi gözlerimle konuşmakta bulucam.İçlerini güldürücem, bir dakika olsun onunkilerden ayırmıycam, arada tabiki deviricem...
Tabi gene içime sinmeyecek.
Odadan son derece kendinden emin adımlarla çıkıcam.Kadının elini tabiki ondan daha sıkı sıkıcam tokalaşırken.
Onunla bununla buluşucam, oraya buraya gidicem.
Tanıdık kokular duyucam...
Belki eski sevgilimi görücem, görünce acaba ne tepki vericem.
Metroya binicem, inicem sırf daha çok insan gözlemleyebilmek için bir daha binicem.
Gene ankaray aktarmasını karıştırıcam.
Telefonda o ismi arayıp aramamak arasında kalıcam.Bir mucize olsa da keşke o beni arasa diycem.
Kızlar işten çıkıcak gene aynı yerde benzer muhabbetler yapıcaz.
Ama bu sefer ben sarhoş olucam!
Gülücem gülücem gülücem aklıma bişey gelicek hüzünlenicem ama çaktırmamak için daha içten gülücem.
Yataktayım.
Ama aklımda hala kadının ses tonu ve aynı soru olucak 'Kendiniz tanıtırmısınız bize Pınar Hanım'
Kendimle ilgili net yargılarım yok.Her an herşey olabilirim ya da hiç birşeyde olabilirim.
Kendimle ilgili emin olduğum tek şey her durumda çok güçlü olmak veya görünmek zorunda olmaya şartlandığım.Hem de bu kötülüğü kendi kendime yaptığım.Bu kadarım ben.
Es.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

bu durumda iken yanında olmak için herşeyini feda etmeye hazır iken TEK İSTEDİĞİ yalnızlığına ortak olmak isterken itme daha fazla beni. uzak tutma kendinden... arabesk olmak için, kendimi yenilemek için değil ve fakat bu halini okumak beni kahrediyor. bırak sana son 3 yılımı anlatıyım gözlerini bana devir kendini bana anlat bana tanıt telin eline beni aramak için gitsin KANKAN DOSTUN OLARAK DA OLSA yeter bana...