19 Temmuz 2012 Perşembe

kapı bana çarptı.

Sıcak bir yaz akşamıydı diye başlayan belki çok edebi ama az edepli bi romanın başrolündeydi. Hikayeyle de yetinebilirdi ama roman olmayı o istemişti.
İyi halt etmişti.
Ne zamandır bilmez bir girdabın içindeydi. İstediği gibi ağlayabileceği bir yeri olmayıp sırf bu sebeple kendini sokaklara atanlardandı.
Rüyaları epeydir ses veriyor, es vermiyordu. Tek nefes uyumaktan derler. Desinler. Onlar çoklu uykuları da pek kabullenmezler.
Uyku olmalı bu mide bulantısını, tiksinmeleri hissediyor olsada.
Herşeyin üstüne bi gerçeklik sinmiş. Yapış yapış.
Mağara evet evet burası mağara. Nası yani neden ama bir sağa bir sola...
Kurtulması gerektiği komutu sanki uyumadan önceki sakinleştiricilerle verilmiş. Önünde bir yeşil su. Birikinti mi o? Tek yol olmamalı o?
Burda kalıp açlıktan ölmek mi, suya dalıp havayı bulana kadar kendini denemek mi?
Bu kararlardan çok vermişti.
Kimisi mantıklı, kimisi değil...
1 2 3 uuuııımmm.
...............
......................
..............................
Akciğerleri yanıyor, ama hala hava alamıyor.
Geri dönmek istiyor, başaramadan ölecek çünkü biliyor.
Dönüş çok uzakta arkasına dönüp bakmak bile canını daha fazla yakıyor.
Denememeliydi, denememeliydi!!!!
Akışına bıraksa belki daha iyi olabilirdi...
Ama ya başarabilirse denemeden bilemezdi ki?
Yeşil içindeydi ama en huzur vermeyeninden
Ne ilerisi var ne dönüşü
Oksijen yok, nefes yok, ışık yok, umut yok, istek çok...
Zaman geçiyor, kaldırma kuvvetinin işi zorlaşıyordu
Her türlü çabası canını daha da yakıyordu.
Bi karar verdi, bedelini ödemeliydi
Kim isterki kaybetmeyi hemde kendini?
Sen ister misin?

Kaybetmek zor..

Bir filmde duymuştu 'yerini dolduramayacağın şeyi koymayacaksın masaya' diyordu sol elini ceketinin altından pantolonun cebine sokmuş kumral briyantinli adam.
Al eline bir elmas çık kayalıklara at baklım aşağıya hiç düşünmeden atabilir misin?

Kaybetmek zor...

Ya yerini hiçbir şey doldurAmazsa...
Yeniler arasında savrulur savrulur yine de eskide tutulu kalırsa
Olsuuuuun!
Yenilik eskinin üstüne gelen şeydir.
O yüzden eskiye de sımsıkı tutunmalı....
Korkuyor biliyor.
Dip korkusu
Yalnızlık korkusu
Yeteri kadar sevilmediği korkusu
Başlama korkusu
Bitirme korkusu

ooooffffffff

Belki aynı briyantinli adam aynı ses tonu ve vurgusu ile üzülme deseydi, üzülme sen de elbet birgün evleneceksin senin de seni çok seven bi kocan, neşeli çocukların, mutlu bi ailen, senin de huzurun olacak.
Rahatlar mıydı?

Uyandı. Dişlerini fırçaladı.Gargara yaptı.
Tükürdü.