26 Ağustos 2011 Cuma

biri kanalı değiştirsin.

İçin acıyorsa demogoji yapmazsın.
Doldurursun gözlerini, koca koca açarsın belki hatta onları, kaçmasın otoritene karşı gelen asi bir damla diye.
Titretirsin dudaklarını.Hatta gücün olursa eğer sesini de.
Sevdiklerin alacaklı gibi gelir görmek, görünmek istemezsin...
Bir tek için acıyorsa ağlarsın.Kanına gözyaşı karışmışsa durduramazsın zaten.Kan bu akar!
Çaresizsen, umutsuzsan, değiştiremiyorsan beğenmediğin sahneleri onuda yapmazsın.
Susarsın, anlatamazsın ki zaten.Olmaz.Kelimeler az.Kelimeler sen kadar güçlü değil taşıyamaz bunu.
Anlarsın neden bazı konularda yazılmış onca şiir hep üç nokta ile biter.
İnsan aynı dramı iki kere de izlese anlamaz zaten ne hissediyor o küçük çocuk gerçekten.
Ama aynı dramı ikinci kez izlediğinde etkilenmezmiş insan derler.Yalan.
Söyleyeceklerim söylenenlerden farklılaşmıyor.Qualiaları yok saymak bile geliyor içimden şuan.Evrensel hisler yaratmak.Keşke yapabilsem...
Keşkelerim çok yok hatta hiç yok.Şanslıyım.
Hala kendimi düşünüyor olmam korkunç bence...

Kelimelerle yarıştırmıycam gücümü.Susuyorum.

Bu yerinde bir bitiriş için gerekli satırlar bence:
''Sen yine de benden yana ferah tut yüreğini
Benim hüznüm yakasından eksik etmez çiçeğini.'' (M.A.)

Hiç yorum yok: